hesabın var mı? giriş yap

  • x kişisi henüz 24 yaşlarında bir gençtir. babadan atadan sağlam fenerbahçelidir. büyükçe bir şirkette muhasebeci olarak çalışmaktadır. şirkette çalışan bjk üyeleri aralarında para toplamışlardır ve kulübe yardım - aidat mahiyetine ileteceklerdir. şirket'in en yaşlı beşiktaşlısı herkesin saygı duyduğu ağabey dediği kişisi parayı bir zarfa koyarak (evet eft mefhumu henüz yoktur o dönem) şirketin en küçüğüne vererek (kıdem olayı) yakında bulunan bjk kulüp binasına götürmesini ve parayı seba'nın sekreterne bırakmasını rica eder. x kişisi yola çıkar. kulüp binasına gelir. kapıda ki görevliye meramını anlatır. görevli seba'nın makamının olduğu kata kadar kendisine eşlik eder. sekreterin önündeki bekleme koltuklarına oturtur. x kişisi bir an önce zarfı bırakıp kaçma niyetindedir. zira karnı çok acıkmıştır. birazdan seba'nın sekreteri başkanın odasından çıkar. göz göze gelinir. x kişisi yerinden kalkar meramını sekreter'e de anlatır. sekreter zarfı almaz. kapıyı çalar ve seba'nın odasına girer. çıkınca x kişisine odayı göstererek ''buyrun der''. x kişisi heyecanlanır. kem küm eder, ama içeri girer. kendisinden neredeyse 35 yaş büyük bir adam'ın, bjk başkanının, hepsinden öte süleyman sebanın karşısında, elinde içinde üç kuruş para olan bir zarfla durmaktadır. başkan koltuğundan kalkar. kibarca ceketini ilikler ''hoşgeldin delikanlı'' der. x kişisinin elini sıkar. koltuğa oturtur. çay kahve sorar, istemeyince yemek sorar. israr eder. çay'a razı eder. x kişisi nereden ve neden geldiğini söyler. başkan teşekkür eder. telefonla sekreteri çağırtır makbuz kestirir. x kişisi zarfı sekretere teslim etmiştir. müsade ister. fakat başkan bırakmaz. ve neredeyse yarım saat kendisiyle sohbet eder. sohbet boyunca takım taklavat işleri pek konuşulmaz. hayat konuşulur, memleket konuşulur. süleyman seba sohbet bitiminde ayağa kalkar. x kişisinin elini sıkar. ve odasının kapısına kadar değil. binanın kapısına kadar ona eşlik eder.
    saygı adamıdır süleyman seba. bir ekoldür. bjk'da değil türkiye spor tarihinde özel bir yeri olan adamdır.

  • baba bebeğini acile, para yuttuğu gerekçesi ile getirir.

    -kaç lira yuttu?
    +1 lira hocam
    -tamam şimdi filmlerini çektirelim bakarız.

    filmler çekilir doktor filmlere bakar.

    -burda 3 tane para gözüküyor hani 1 lira yutmuştu?
    +tamam işte hocam 2 tane 25 kuruş 1 tane 50 kuruş yuttu.
    -doğru, hata bende, soruyu yanlış sorduk, sen de haklısın...

  • mesela mutfağa girmesini yasaklamışsın. bunu da bir kaç kere kesin bir hayır sözüyle yapmışsın o kadar. şiddet uygulamamışsın, bağırmamış çağırmamışsın. bir daha asla mutfağa girmiyor. işin ilginci sen evde olsan da olmasan da girmiyor. tahmin ediyorum ki eve başka köpek gelse onu da mutfağa sokmayacak. mutfağa girmenin yanlışlığına gönülden inanıyor.

    resmen eve saçma bir din indirdik.

  • polinomlar ile tanışılan andır. o günden sonra matematik ile sadece merhaba merhaba.

    bu arada şimdi hatırladım o polinomlarla degil fonksiyonlar ile tanışılan an olacak, polinom nedir hiç bir fikre sahip değilim, buraya neden yazdım onu da bilmiyorum.

    edit: (bkz: taban carpi yukseklik bolu iki) polinomlar ile fonksiyonlar aynı şeymiş. artık matematiğe ne kadar kafam basmıyorsa, konuları bile anlayamamışım.
    editin editi: polinom ile fonksiyonlar aynı şey degilmiş, polinomlar lineer fonksiyonmuş.

    cahillik editi: lise 1 de fonksiyonlarla tanıştıgım anmış.

    isabetli karar editi: bu entry üzerine aldıgım mesajlardan sonra, anladım ki, matematiğe veda etmekle çok isabetli bi karar almışım.

  • bunun yüzünden favorilenen entrylerime bakmaya korkuyorum. insanın sevinci te şurasına yabışıyor.
    tanım: bir çaylak.

  • bundan 5 yıl önce hayatta oy vermem dediğim partiydi. ne zaman ki kürt solunun aslında kürt sağı hatta muhafazakar faşist sağ olduğunu gördüm, ne zaman ki kemal kılıçdaroğlu'nu oturup adam gibi dinledim o zamandan beri oyum chp'nin oldu. hatta gittim partiye üye bile oldum.

  • 2015 seçimleri öncesi doğru bir politikayla "sol popülizm" (asgari ücretin 1.500 tl yapılması, emekliye 2 maaş ikramiye, kredi kartı borç faizlerine düzenleme vs.) yapıyor. bizde popülizm neoliberal hegemonyanın da etkisiyle kötü bir şeymiş gibi algılanageldi. oysaki günümüzde örneklerini latin amerika'da da gördüğümüz sol-sosyal demokrat popülizm deneyimleri bu hegemonyanın kırılmasını sağladığı gibi toplumun genelinin sosyo ekonomik çıkarlarına da daha uygun.

    chp uzun bir aradan sonra 70'lerdeki gibi sol popülist bir söylem geliştirerek akp hegemonyasında gedikler açıyor. chp'yi 70'lerde buna yönelten sosyalist solun basıncıydı, bugün de aynı basıncı haziran isyanıyla sola yaklaşarak dönüşen kitle yaratıyor.

    (bkz: sol popülizm)

  • kedim de ayni boku yerdi lise yillarinda. her sabah alarmdan bes dk once uyandirir ve erteleme secenegi olmadan yataktan kalkana kadar huzursuz ederdi. sonra da kendisi yatardi yatagima.

  • inşaat işçisi bir babanın kızıyım. orta okula kadar bu sorudan ölesiye utanırdım. sıra bana gelmesin isterdim. okuduğum sınıf ağırlıklı olarak zengin çocuklarının okuduğu bir sınıftı. okulun ilk günü herkeste yeni ayakkabılar, yeni önlükler, yeni çoraplar. bende babamın patronunun oğlunun ayakkabıları olurdu. kuzenlerimden kalan önlük ve altı yırtık çoraplarla gelirdim. öğretmen bunu bilir, görür inatla sorardı o soruyu.

    liseye başladığım gün bana bir öz güven geldi. babamın işi ile gurur duymaya başladım. övüne övüne kalkıp benim babam inşaat işçisi demeye başladım. büyük gurur duyuyordum. hatta bir defasında kendisi inşaat işçisi ve benim rol modelim olur dedim. tüm sınıf güldü. inşaatçı mı olacaksın diye dalga geçtiler. bende hayır inşaatçı olmayacağım çalışkan olacağım onun gibi dedim. nitekim de o günden sonra babam gibi çalışkan oldum. iyi ki inşaatçı bir babanın kızıyım.

  • simdi z kusagi bilemeyebilir cunku sonucta onlar universite cagina geldiginde devlet liderleri onlara "tl deger kaybediyor demeyin, artik ucuz iscilikte cin'in yerini alabiliriz" diye mujde(!) vermislerdi ama bundan belki de 15 sene oncesine kadar cin gibi ulkeler icin saati 1 dolara 2 dolara hayvan gibi çalışiyorlar, yazik falan diyorduk

    su anki kura gore turkiye cumhuriyetinde asgari ucret aylik $340.12 e denk gelmektedir, yani ustun yetenekli kiskanilan liderin yonettigi ulkemizde halkimizin is bulabilen sansli kisminin cogu saati 1.51 dolara calismaktadir.

    ıste kendisi ulkenin oradan buraya gelmesinin bas aktorudur.

    sayın mesaj kutumu yeşillendirenler bu hesap yalan mı ? ülkenin çoğu asgari ücret ile büyük bir kısmı ile masa altı günlük daha ucuza çalışmıyor mu ? türkiye ye romanya ve bulgaristan dan insanlar çalışmak için gelmezler miydi ? bugün gürcistan pasaportu türk pasaportundan daha geçerli değil mi ? dış politikamız şamar oğlanına dönmedi mi? bu görevi bana verin diye ortaya çıkacaksan o işi yüzüne gözüne bulaştırdığında da bunun sorumluluğunu bileceksin .

  • başlıkta bu önermeyi savunan ne kadar kişi varsa hepsini sınıflarında bulunmuş, adı hep alaylı bir şekilde anılan silik kişiyi hatırlamaya davet ediyorum. ya da hiç hatırlamadığınız ama kendisini hep dalga geçilen çocuk olarak hatırlayan kişiyi.